Onu tanımak her Dersimli için bir ayrıcalıktır”!. Sey Qaji’nin doğduğu topraklarda doğmuş aynı acıların tanığı ve sanığı olmuş Usene Kalmem ve Dr Şıwan’ın içtiği Çeşme’nin suyunu almış bir değeridir DERSİM’in. Çok az bilinen ve adından da çok az bahsedilen derin ve sakin bir nehirdir o. O, köklerine sadık meşe ağacı gibi kök salmış ve yapmacık olmayan, kendisinden öncekiler gibi sade, gösterişten ve kibirden uzak “yeni yetmelere inat” sıradan doğal bir insanıdır Dersimin.
Geride bıraktığımız hafta sonunda sesiz ve sade bu koca insan Suttgat’tan geçti! Neden bugüne kadar toplum olarak, kurumlar olarak değerlerimize yeterli ilgiyi ve değeri vermemenin bir muhasebesini mutlaka yapmalıyız. Xalo Seyid sessizdi, düşünceliydi, yorgundu, gülerken bile çok şey anlatırdı. Aynı Peri suyu gibi, an olur coşar, an olur sakin ve sesiz akar kendi yatağında. O yılların izlerini taşıyan gülen yüzünde. İşte anlayan için tarihin izleri burada saklıydı!. Görmek isteyenler için bir belge!. Okumak isteyenler için bir kitaptır!. Tanımak onu dinlemek ve gülüşüyle muhabbetini tatmak bir başkaydı. Xalo Sahit’ın bir buçuk saatlik kısa dinletisinde bir kez daha onunla yeniden o tarihi yaşadık. O tarih ki; acının ızdırabın ve zulmün tarifi olmayan ve dediği gibi hala kanayan derin bir yaradır DERSİM! Bizim yaşadıklarımız ve şu an aramızda babasını öldürdükleri bir insanımızda burada! Bu ağıt onun üzerine yazıldı! Tıpkı öteki kılam ve şiirler gibi derken, başımı çevirdim ve içimizdekinin kim olduğunu öğrenmek istedim. Ve nasıl dayansın buna yürek! Ve nasıl sıkılmasın buna yumruk! Kin duymayın denir, sövmeyin denir, gelde sövme, be bıre gelde küfretme. O an ortalığı bir sesizlik ve hüzün bastı. Gözler doldu, boğazlar bir kez daha dügümlendi. Ah bao ah, bu ne acıydı, bu ne zulüm dü! Bildiğim ve çok gördüğüm bir insanımızdı. Velakin kim yaşamamışki bu coğrafyada o zulmü. Kim çekmemiş ki o acıyı. Ya hiç bir tek Ferdi bile kalmamışlarımıza kim ağlayacak?! Kimin anısı ve acısı yok ki bu topraklarda! Her yıl yakılan ormanlarımız gibi, sürgün edilen dedelerimiz ve kimlere verildiği bilinmeyen gencecik yavrularımız gibi. Geriye kalanlarınızın. Ah bao ahhh. O, olanlar oldu! Ama, neden ve niçin di, niye bir özür yok. Bizim kan davası değil, istediğimiz onurlu bir özürdür. O adeta bir tarihin de böyle sesiz geçiştirilmeyeceğine işaret ediyordu! Çok şey saklıydı derin ve hüzünlü yüreğinde. Ama çok şey. Arada kısa konuşsada esasında her şeyi ağıtlara işlemişti. Tanığı olduğu ve unutulmasın diye Dr. Şiwanın da bir çok şiirinin müziğini yaparak kaybolmasın istedim der. “Dersim tarihinin en önemli sözel müzik şairi Sey Qazi'den sonra, Cıvrak köyümüzde yetişen en önemli şair ve ozan Usene Kalmemi'dir. Bu müstesna şair ne yazık ki, Dersimde çok az tanımiş, ya da çok az kişi tarafından bilinmektedir. Bu durum, onun geçmişten alıp, hafızasında muhafaza ederek, geleceğe taşımak suretiyle devamını sağlıyan, aynı zamanda bununla birlikte bir çok ozan ve sanatçının yetişmesine vesile olan çok önemli bir sözel müzik kültür ustası olarak beni çok etkilemişti. Onun bilinmemesi ve unutulması, Dersim sözel müzik kültürü açısından çok önemli bir kayıp olduğuna inandım. Usene Kalmemi'nın hayatı ve icra ettiği geleneksel sözel müzik eserlerinin bir bölümünü yazarak kitaplaştırdım ve geleceğe taşımaya çalıştım. Onun nasıl bir sanat ve kültür adamı olduğu, kendi sazı ve sözünü dinleme şerefine nail olduğum için kendisi ile ilgili yakından öğrendiğim bilgi ve birikimimle birlikte, aynı zamanda köyümüzün değerli kaynak kişilerinin, onunla ilgili benimle paylaştıkları bilgiler çerçevesinde Usene Kalmemi'yi yazmaya çalıştım”!. Bu bir gelenekti. Öncekilerde öyle yapmıştı. onun da Sey Qaji gibi, Firik dede gibi, Sılo Qız gibi. Başkada yazili ve sözlü tarihi belgelerimiz yok. Bir çok deyim ve klamların da yitirilmesine rağmen elde bundanda başka bilgi ve belge yok. Onlar yasaklamış olsalarda bu tarihimizi, her ağıtta nakış nakış işleyenler ve işlenenler bu tarihin belgesidir. Yazılacak çok şey var, bizi bu önemli buluşturmayla bir araya getiren ve buluşturan Dersim 38 soykırım derneğine teşekkürü bir borç bilir ve emekleri için teşekkür ederim. Lakin, son olarak derim ki ölmeden önce o değeri hak etmeli bu insanlarınız. Öldükten sonra değil. Ne unutulur ve nede unutturulur bir sözlü tarihidir Dersimin. Daha uzun bir ömür ve sağlıklı bir yaşam dilerim. Bımıne weşiyede xalo Sahit. Saygılarımla Hüseyin y

Share To:

ozgurhabernet

Post A Comment:

0 comments so far,add yours