“Biz 14 kişilik bir gruptuk. Bizim önümüzde bir grup daha vardı. Önce önümüzdeki grup durdurulmuştu. Onlardan biri bizi aradı ve olduğumuz yerde kalmamızı istedi. Sonra üzerimize bombalar yağmaya başladı. Biz de sağlam bir kayanın altına saklandık. Heronlar üzerimizden geçiyordu. Ben bu arada ölü taklidi yapıyordum. Bombalama durdu ve ben de muhtarı aradım, vurulduğumuzu anlattım. Biz heronların gittiğini sandık ve çıktığımızda bizi de bombalamaya başladılar. Bu arada sonradan öğrendik, telsiz konuşmalarından, hemen heronları tekrar yönlendiriyorlar, sağ kalanlar var ve hepsinin öldürülmesine ilişkin talimatlar var. Bu kez diğer grubu da vurdular. Bombardımanda bir ben kurtuldum, benimle birlikte olan 34 akrabamı ve arkadaşımı yitirdim. Bombardıman sırasında acı bir koku etrafı sardı. Hiçbir yetkilinin gitmediği katliam yerine bizim köylüler gitti, kendi çabaları ile çocuklarının parçalanmış cesetlerini toplamaya çalıştı. Yaklaşık 50 köylü, sabah saat 05.30 sularında, katliamda yaşamını yitiren 34 kişinin cenazesini aldık. Yine sonradan öğrendik, ambulanslar da durdurulmuş, bekletilmiş arama noktasında, tam 4 saat. Ölenlerin 17’si donarak veya kan kaybından öldü, bilerek isteyerek. Biz kendi çabamızla cenazeleri alabildik. Devlet bilerek ve isteyerek yalan söylüyor. Ben olmasaydım yanımıza silah koyup teröristleri öldürdük diyecekti. Oysa yalan, başından beri bizim kim olduğumuzu biliyordu.”
Servet Encü
Post A Comment:
0 comments so far,add yours