Aralık 2018
no image
# Blogger Sitemap generated on 2019.12.28
User-agent: *
Disallow: /
Allow: /
Sitemap: https://ozgurhabernet.blogspot.com/atom.xml?redirect=false&start-index=1&max-results=500
Fransadaki sınıf direnişine, sınıf dışı bir ayaklanma diyenlere hiçbir sözüm olmayacak. Onlarla tartışmayı gerekli görmüyorum. Ben önceki adı geçen eserimde belirtmiştim. Bunu uzun analizle de açıklamıştım. Halk kitleleri 21 yy.da giderek prolerterleşiyor, proletarya da halklaşıyor demiştim. Ne demek istediğimi bu eserde Marksist çözümlemeler içinde gösterdim.
Son günlerde kafaları liberalizmle alabora olan sol geçinen aydınların analizlerini okuyorum. Doğrusu hiç ama hiç ciddiye almıyorum. Cevap vermeyi bile kendime zul addediyorum.
Ancak bir nokta üzerinde duracağım;
Kafaları liberalizmle uyutulmamış devrimci Marksistler az çok bilirler. Yer altında uğuldayan fay hatlarını görebilmektir asıl olan. Haraketin başlangıcında hangi sınıf veya hangi ideoloji, hatta hangi gerici ve faşist olgular yer alıyor olursa olsun, önemli olanın işçi ve emekçi sınıfların içindeki bulundukları devrimci ruhu ve isyanı ve onun anaforunu görebilmektir. Bu meziyeti olsa olsa sadece gerçek devrimci komünistler görürler ve öyle de olmuştur.
Lenin'ini diğer yol arkadaşlarından ayıran temel özelliklerinden birisi budur. O, emekçi sınıfların yaşamsal gerçeklerinden kaynaklanan o isyan ruhunu anlamayanlara açıktan saldırdı ve onları kötü oportünistler olarak ilan etti. Burada bir anekdotu not düşeyim. Mavi Defterde anlatılır. Zinovyev'le birlikte bir kulübüde 1917 Ekim ayaklanmasını örgütlerken Sloganlar üzerine yazısını verir. Nasıl buldun der Zinovyev'e...O da Lenin'e 'sen sloganlarla oynuyorsun'der. Ayaklanmaya temel olan sloganlardır konu. Lenin harika bir söz söyler. Şöyle der; ''Yoldaş, sen yazıyı okuyursun anlama yazının devrimci ruhunu anlamıyorsun.'' Bu tek cümlelik cevap öyle büyük bir tarihsel öznellik taşır ki, ya devrim ya yenilgi ikilemi kadar derin bir anlama sahiptir. Tarihi değiştirecek Ekim devrimi kapının eşiğine gelmiştir, ya devam edilecek ya da durulacaktır. İlki başarıdır ikincisi tarihsel bir yenilgidir. Zinovyev yenilgiyi Lenin ise başarıyı göstermektedir.
Uzatmayalım, Fransız emekçilerin ayaklanması elbette devrim öncesi bir süreç değildir. Devrim de değildir. Kuşkusuz bu örnek bu bağlamda verilmemektedir. Verilen örnek halkın devrimci ruh halini anlatmak içindir. Ve bunu asla reformist sol anlayamaz. Nitekim isyan haraketinin ciddi boyutlara gelmesi sonucu, hatta karşı devrim saflarında, özellikle polisler arasında bile ayaklanma saflarına katılım da gösteriyor ki, sınıf eyleminin önünde hiçbir düzen güçleri duramaz, duramıyor da. Zorunlu olarak devlet akaryakıt zamlarının geriye çekildiğini ve görüşmelere açık olduğunu açıklıyor.
Daha önce yazmıştım, Türkiye de aydın ya da kendine sol diyen liberallerden (isim isim belirtmem gerekmiyor sanırım, ama bunların kim olduğunu biliyorum) öğreneceğimiz hiçbirşey yoktur. Şimdiden ilan edebilirim ki o tezlerin tümü çöpe atılmıştır.
Demek ki devrimciliğin temel kriterlerinden birisi, ayaklanan sınıfların devrimci ruhunu kavrayabilme yeteneğidir. Bu da bizi reformist-liberal soldan ayıran temel kriterlerden başta gelenidir.